27 Ocak 2019 Pazar

En'am Suresi 91. Ayet hakkında

Diyanet Meali:
﴾91﴿
 Onlar Allah’ı gereği gibi takdir edip tanımadılar. Nitekim "Allah hiçbir insana hiçbir şey indirmedi" dediler. De ki: "Öyleyse Mûsâ’nın insanlara bir nur ve hidayet olarak getirdiği kitabı kim indirdi?" Siz onu kâğıtlara yazıp (istediğinizi) açıklıyor, çoğunu da gizliyorsunuz. Sizin de, atalarınızın da bilemediğiniz şeyler (Kur’an’da) size öğretilmiştir. (Resulüm!) Sen "Allah" de, sonra onları bırak, daldıkları bataklıkta oyalanadursunlar!



En’am suresi 91. ayet hakkında ki iddia:
“Ayetin nuzülü ile âlâkalı gelen rivayetlerde bunun Allah Resulü (Sav) ve bir Yahudi alim arasında geçtiğini gösteriyor oysa Mekke’de Yahudi bir topluluk yada Yahudiler yoktu dolayısı ile bu ayetin Medine’de inmiş olması lazım diyorlar.

Cevap:



En’am suresi 91.ayetin tefsirine İbn-i Kesirden baktığımız zaman bu iddianın yeni olmadığını geçmişte başka kimseler tarafından da iddia edildiğini görüyoruz. İlk önce ayete sonra İbn-i Kesir (Rh)’in bu ayetin tefsirin de bu konu ile alakalı söylediklerine bakalım.
“Allah; hiçbir insana bir şey indirmedi, demekle; Allah’ı, şanına yaraşır şekilde tanıyamadılar. De ki: Musa’nın insanlara bir nûr ve hidâyet olmak üzere getirdiği ve sizin de parça parça kâğıtlar haline koyup açıkladığınız, çoğunu da gizlediğiniz o kitabı kim indirdi? Sizin de, atalarınızın da bilmediğiniz şeyler size öğretilmiştir. «Allah» de, sonra onları bırak da, daldıkları sapıklıkta oynayadursunlar. ”
(En’am 191)
Allah’ı Gereğince Takdir Edemediler
Allah Teâlâ buyuruyor ki: Allah’ı gerektiği şekilde ta’zîm etmediler. Zîrâ onlar, Allah’ın kendilerine gönderdiği elçilerini yalanlamışlardır, îbn Abbâs, Mücâhid ve Abdullah İbn Kesîr bu âyetin Kureyş hakkında nazil olduğunu söylemişler ve İbn Cerîr bu görüşü tercîh etmiştir. Yahudilerden bir grup hakkında, Yahudilerden Finhas hakkında ve Mâlik İbn Sayf hakkında nazil olduğu da söylenmiştir. Allah Teâlâ : «Allah hiçbir insana bir şey indirmedi, dediler.» buyuruyor ki; yukarda zikredilen nüzul sebeplerinden birincisi daha kuvvetlidir. Zîrâ âyet, Mekke’de nazil olmuştur. Yahudiler, gökten kitab indirilmesini İnkâr etmemektedirler. Halbuki Kureyş —ve bütünüyle araplar— beşerden bir elçi gönderilmesini uzak görüyorlardı.
Nitekim Allah Teâlâ başka âyetlerde şöyle buyurmaktadır: «İçlerinden birine : İnsanları uyar… diye vahyetmemiz insanların tuhafına mı gitti?…» (Yûnus, 2), «Onlara hidâyet geldiği zaman, insanları inanmaktan alıkoyan; sâdece: Allah, peygamber olarak bir beşeri mi göndermiştir? demeleridir. De ki: Eğer yeryüzünde yerleşmiş dolaşan melekler olsaydı, Biz ancak onlara peygamber olarak gökten bir melek indirirdik.» (îsrâ, 94-95).
Nitekim Allah Resulü (Sav) ile Yahudi arasında geçen şu diyalog ve Allah Resulünün hemen ayet ile karşılık vermesi ayetin daha önce indiğine delildir.
Hz. Peygamber’in huzuruna Yahudi bir alim geldi ve: Ey Muhammed! yahut da: Ey Ebu’l-Kasım! Hiç şüphesiz yüce Allah Kıyamet gününde gökleri bir parmağında, yerleri bir parmağında, bütün dağları, ağaçları bir parmağında, suları ve toprakları bir parmağında, diğer mahlukları da bir parmağında tutacak. Sonra onları sallayarak: Melik benim! Melik benim! buyurur dedi. Allah Resulü (a.s.), alimin söylediklerine şaşarak güldü. Sonra şu ayeti okudu: Onlar Allah’ı hakkıyla takdir edemediler. Halbuki Kıyamet günü bütün yer onun bir elindedir. Gökler de onun sağ elinde dürülmüştür. Tenzih ederim; O, onların koştukları ortaklardan münezzehtir.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4992
Allah Resulü (Sav) burada Yahudi alimin Allah(c. c) hakkında ki ifadesini Müşriklerin Allah inancına benzetmiş ve En’am 91. ayeti okumuştur. Nitekim bizlerde nice aynı ayetleri farklı olaylar için kullanırız. Bunlar ayetlerin evrenselliğindendir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder